26 Eylül 2013 Perşembe

BURSA KAHVALTI MEKANLARI-DEREBAHÇE

Hafta sonları fırsat buldukça kahvaltıya dışarı gidiyoruz. Son yıllarda Bursa'da kahvaltı servisi yapan yerlerin sayısı arttı. Kimi geleneksel kimi modern kahvaltı konseptleriyle kendine müşteri buluyor. Kimisi öğlen yemeğini de içine alacak menüler oluşturmuş. Biz de geçen haftalar Dere Bahçe'ye gittik. Bursa- Dobruca semtinde, ağaçların içinde , yanı başında şırıl şırıl akan deresiyle güzel bir yer. Kahvaltı serpme , açık büfe değil. Bu sebeple masaya hizmet hızlı olamıyor. Mekan güzel ancak ben kahvaltıyı pek beğendiğimi  söyleyemeyeceğim. Çeşit az. Her zaman beğendiklerimi yazarım aslında ama bu sefer biraz farklı oldu gibi. Mekan çok güzel , kahvaltı mönüsü üstünde biraz çalışırlarsa iyi olabilir. Aslında çok da müşterisi olan bir yer. Aynı zamanda restaurant olarak da hizmet veriyorlar ve araç park edecek yer bulamıyorsunuz. Kişi başı 20-25 TL. Daha detaylı bilgi için tıklayınız.

22 Eylül 2013 Pazar

TORTİLLA PİZZA




Herkese Günaydın, İyi pazarlar :)
Pazar sabahı kahvaltılarına kolay bir alternatif, kolay pizza.

Malzemeler :
* 4 adet tortilla
* 250 gram tam yağlı beyaz peynir
* İstediğiniz kadar sucuk, ben Pınar'ın minik sucuklarından alıyorum.
* 4 adet kıl biber
* 1 yemek kaşığı tereyağ
* 1 domates
* 1 tutam kekik
* tuz-karabiber
Islama sosu :
* Yarım su bardağı süt
* Yarım çay bardağı zeytin yağ
Yapılışı :
* Önce sucukları dilimliyoruz. Sonra kıl biberleri uzunlamasına ortadan ikiye bölüyoruz . Sucukları pişiriyoruz. Sonra biberleri zeytin yağda hafif kavuruyoruz.
* Geniş bir tavanın içine biraz tereyağı koyup ilk tortilla ekmeğini yerleştiriyoruz ve üstüne fırça yardımıyla ıslama harcından sürüyoruz. İkinci tortillayı da ekliyor onunda üzerine ıslama harcından sürüyor ve bu sefer bir iki minik parça da tereyağ koyuyoruz. Sucukları yerleştiriyoruz. Beyaz peyniri ekliyoruz. Biberleri yerleştiriyoruz.  Rendelediğimiz ya da minik minik doğradığımız domatesi üste ekliyoruz. En son olarak kurutulmuş kekiği serpiyoruz.  Tuz-karabiberle tatlandırıyoruz.
* Geri kalan 2 tortillayı da iç harcıyla birlikte bir öncekilere yaptığımız gibi ıslayarak malzemelerin üzerine yerleştiriyoruz.
* Tavada tortillaların altı-üstü kızarana kadar,üzerlerine bir spatülayla bastırarak pişiriyoruz.  Tortilla Pizza'yı tavada döndürürken dikkatli olun, domatesler içinden akabilir. Ama o bile muhteşem oluyor, haberiniz olsun.
 

 

21 Eylül 2013 Cumartesi

DUYGUSAL BİR KESME TAHTASI



Düşünülmek, hatırlanmak ne güzel. Ne mutlu bana etrafımda hep samimi, güler yüzlü ve içten insanlar oldu bugüne kadar. Canım annemin Allah İyilerle karşılaştırsın duaları hep yerini buldu ;özel hayatımda - sosyal hayatımda ve işimde hep iyi ve candan insanlarla birlikteyim. Buna hep şükretmişimdir. İşte böyle neşe dolu- yaşama sevinci içinden dolup taşan biri , sevgili Keziban bana öyle güzel ve sevimli bir hediye getirmiş ki, sizlerle paylaşmak istedim.
 

İyi hafta sonları

20 Eylül 2013 Cuma

OSCAR KEYFİ

Evimizin delikanlısı çılgın Golden Oscar, vakit bulsam da yaptıklarını yazsam herhalde 2-3 roman çıkarırım. Bugün de Oscar, çok formda olduğu günlerden birindeydi. Akşam eve biraz geç gelince normal olarak daha uzun süre yalnız kaldı evde. Geldiğimde enerji patlaması yaşıyordu zaten. Banyodan kaçırdığı tuvalet kağıdıyla adeta tüm evi konfeti yağmuruna tutmuş, mutfaktaki el havlusunu kaçırmış ve mor flip flop terliklerime de bayağı bir mesai harcamış...Varın gerisini siz düşünün. Tabi okuldan geldim yorgun argı... önce Oscar'ın yarattığı kaos ortamını düzenledim, arkasından bahçeye indik, küçük beyin ihtiyaçları için. Bahçe , toprak , çiçek ve etraftaki bizim kokusunu alamadığımız ama onun aldığı dişi arkadaş kokularını alınca , bana sokak-sörfü yaptırmaya karar verdi ! Uzun bir mücadelenin sonucunda kazanan tabiiki de insanoğlu oldu ; onu bahçeye geri soktum. Başladık, pembe beyaz topumuzla oynamaya, ben attım o getirdi, ben attım o getirdi, en sonunda pert oldu yorgunluktan ama  ağzındaki pembe topunu da bırakmadı. Minik ödül kurabiyeleriyle , onu yukarı çıkmaya ikna edebildim. Sevgili Oscar, yada arasıra dediğimiz gibi Oski , bazen de Oski-dog, yada Oskito, ya da nadiren OSKOROVSKİ nihayet eve çıktı...Eller ayaklar bir güzel silindi. Sonra anne mutfağa yemek yapmaya gitti. Bir fark etti ki ev sessiz....Evin sessiz olması eğer bir Golden'ınız varsa pek iyiye alamet değil. ya çorap yiyordur, ya tuvalet kağıdı kaçırıyordur, ya ağzında mavi oje şişesi çiğniyordur, ya balkondan mandal kaçırmıştır ya da yasak bölgelere girmiştir. Bugün bizim Oski'nin tercihi yatak keyfi yapmak oldu. Of Oscar Of ! Seni Çok Seviyoruz :)
 

FIRINDA KIYMALI PATATES



Serin havaların en sevdiğim yemeği. Bu, havalarla yemekleri bütünleme huyu sizlerde de var mı , çok merak ediyorum. Hava soğumadan çorba içilmez, kısır yazın iyi gider, pırasa yazın yenmez. Geçenlerde pazardaki arkadaşlar,' bu hafta sihirlitencere'de pırasa pişirmez misiniz?' deyince hemen işi yine havalara bağladım ' havalar biraz daha soğusun da öyle ' deyiverdim. İşte bu fırın patates de benim serin hava yemeklerimden. Haydi mutfağa !
Malzemeler:
*5-6 adet orta boy patates
* 4 domates, küp-küp doğranmış
* 2 adet orta boy kuru soğan
* 5-6 adet yeşil biber
* 1 yemek kaşığı domates salçası ( ÖNCÜ )
* 1 tatlı kaşığı biber salçası  ( ÖNCÜ )
* 250 gram yemeklik kıyma
* 1/2 çay bardağı zeytin yağ
* 3- 4 yaprak taze reyhan yaprağı
*  tuz-karabiber
                                                                                Yapılışı :
* Patatesleri yıkadıktan sonra orta kalınlıkta yuvarak yuvarlak doğruyoruz. Bir fırın tepsisine yağlı kağıt sererek patatesleri yerleştiriyoruz. Üstüne çok az sıvı yağ serpiyoruz. Ve 250 derecede ısınmış fırında hafif pişine kadar yaklaşık 20 dakika kızartıyoruz.
* Diğer taraftan 1/2 çay bardağı zeytinyağı tavaya koyuyor ve hafif ısınınca içine ince doğradığımız soğanları atıyoruz. Soğanların kokusu çıkınca kıymayı ekliyor ve kavuruyoruz. Küp küp doğradığımız domatesleri ekliyoruz. Domatesler suyunu salıp , hafifçe çekince salçaları ekliyor ve iyice karıştırıyoruz. Tuz -karabiberini ekliyoruz.
* En son olarak reyhan yapraklarını  elimizle bölüyor ve kıymalı sosa katıyoruz.
* Kızarmış patatesleri bir fırın kabına alıyoruz. Üzerine bir kat kıyma döküyoruz. İkinci kat patatesleri koyuyoruz ve yine kıymayla kaplıyoruz en üstünü. Yeşil biberlerle süslüyoruz , reyhan yaprakları ekliyoruz ve  1 su bardağı sıcak su döküyoruz. Ağzını yağlı kağıtla kapatıyoruz , 200 derecede 30 dakika pişiriyoruz.
Afiyet olsun
NOT :
Alüminyum folyoların sıcakta zararlı kimyasallar yaydıklarını duyduğumdan beri onun yerine yağlı kağıt kullanıyorum.
Fotoğraf  yemeğimiz fırına girmeden az önce çekildi, pişmiş hali maalesef görüntülenemedi !!! Fotoğraf çekme hazırlıkları yaparken sabote edildim :) Tekrar afiyet olsun.
 

 

19 Eylül 2013 Perşembe

YALANCI SU BÖREĞİ

Son derece basit, bir o kadar lezzetli . Hemen başlayalım !
Malzemeler:
* 5 adet yufka
* 4 yumurta
* 2 su  bardağı süt
* 1 su bardağı su
* 3 yemek kaşığı tereyağ, yarım çay bardağı zeytin yağ
* Üstü için bir yumurta
İç Harcı :
* 250 gram böreklik lor
* 250 gram tam yağlı inek peyniri
* Yarım demet maydanoz
Yapılışı :
İç harcı : lor ve peyniri iyice karıştırarak , içine ince ince kıydığımız maydanozu ve tuzu ekliyoruz.İç harcımız hazır.
Tepsiyi margarinle yağladıktan sonra üzerine pişerken yufka yapışmasın diye hafifçe un serpiyoruz.
Şimdi böreğin ıslama harcını hazırlayalım.
1. Küçük bir tavada tereyağı eritip, içine zeytinyağıda katarak karıştırıyoruz.
2. Erittiğimiz yağı derin ve geniş bir kaseye alarak içine süt ve suyuda ekliyoruz.
Islama harcımız hazır . Şimdi artık yufkaları hazırlayabiliriz.
1. Bir yufkayı kenarları tepsinin dışına sarkacak şekilde tepsiye yayıyoruz.
2. Bir fırça yardımıyla yufkaya hazırladığımız ıslama harcından sürüyoruz.
3. Bir yufkayı ortadan ikiye bölüyor ve her bir parçasını hazırladığımız ıslama harcının içine batırıyoruz. Dikkat edin, yufka parçalanmamalı. Yufka parçalarını ıslattıktan sonra fazla suyunu bırakması için biraz kasenin kenarında tutuyor ve tepsideki diğer yufkanın üzerine örtüyoruz.
4. Islak yufkaların üzerine hazırladığımız iç harcı seriyoruz.
5. Yine bir yufkayı alıp ikiye bölerek , ıslama harcıyla ıslatıp, sağlı sollu bir şekilde diğer yufkaların üzerine yerleştiriyoruz.
6. Kalan iç harcımızı da yufkaların üzerine serpiyoruz.
7. Yarım yufkayı alarak onu da ıslatarak tekrar iç harcın üzerine kapatıyoruz.
8. Tepsiden sarkan yufkaları da kaldırarak böreğin üzerine kapatıyoruz.
9. Kalan ıslama harcınıda fırçayla en üstteki yufkaya sürüyoruz.
10. Ayrıca bir yumurtayı çırparak fırçayla yufkaların üstüne sürüyoruz, böreğimizin rengi güzel olsun.
11. Böreğimizi fırına koymadan önce dilimliyoruz.

Ve önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 35-40 dakika pişiriyoruz.
* Fırından çıktıktan sonra tepsiyi 5 dakika dinlendirip , üzerine avucumuzla yarım su bardağı kadar su serpiyoruz ve temiz bir havluyla tepsimizi sarıp 15-20 dakika dinlendiriyoruz.
 En sonunda böreklerimizi tepsiden alıp servis tabağına yerleştiriyoruz.
Bir de çay demliyoruz !
Afiyet olsun.

15 Eylül 2013 Pazar

EĞER KEKİNİZ...

Eğer kekiniz kek kalıbında çıkmamakta ısrar ediyorsa onu fazla hırpalamayın. Hemen bir havluyu bir güzel ıslatın ve ters çevirdiğiniz kek kalıbınızın üstüne örtün. En fazla 2 dakika sonra size teslim olacaktır !!!!

HAVUÇLU-CEVİZLİ YOĞURT ÇORBASI


Sevgili arkadaşlar , SihirliTencere'den lezziz bir çorba tarifi geliyor ...Sonbaharda artık , tencerelerde çorbalar tıkırdamaya başlar bizde. Aslında yaz-kış çok önemli bir yiyecek ama nedense ben çorbayı serin havalara, soğuk mevsimlere yakıştırırım. Bugünkü çorbamız da Havuçlu Yoğurt Çorbası. 
Malzemeler :
*1 adet havuç rendesi
*1 yemek kaşığı tereyağ
* 3 yemek kaşığı yoğurt
* 7 su bardağı su ( normal büyüklükte bir su bardağıyla)
* 1 yemek kaşığı un
* 1 kahve fincanı ince kesilmiş erişte
* 1 yemek kaşığı dövülmüş ceviz
* 1 tatlı kaşığı kuru fesleğen.
* Tuz-karabiber
* 1 adet reyhan çiçeği
Yapılışı :
* Havucu rendeledikten sonra bir tavada tereyağ ile hafifçe rengi dönene kadar pişiriyoruz. İçine bir yemek kaşığı dövülmüş cevizi atıp karıştırıyoruz ve 2-3 dakika daha pişiriyoruz.
* Ayrı bir tencerede 1 yemek kaşığı un ve 3 yemek kaşığı yoğurdu iyice pürüzsüz bir kıvama gelene kadar karıştırıyoruz.
* Tencereyi ocağa alarak kısık ateşte karıştırmaya devam ederken , içine 7 bardak su ilave ediyoruz.Koyuluk oranına göre suyun ölçüsünü ayarlayabiliriz. Ve karıştırmaya devam ediyoruz. Karışım ısınınca içine tavadaki havuç-ceviz karışımını ilave ediyoruz.
* Çorbamız kaynamaya başlayınca içine erişteyi atıyoruz. Ve yumuşayana kadar kaynatmaya devam ediyoruz.
* Tuz- karabiber ekliyoruz.
* Çorbamıza kuru fesleğeni de ekleyip son bir kere kaynattığımızda artık servise hazırdır.
* Bir adet reyhan yaprağıyla süsleyebilirsiniz, mis gibi bir koku ve tat verecektir.
 Fesleğen ve reyhan bence doğadaki en güzel kokulardan. Yemeklere de harika lezzetler katıyorlar.
Afiyet olsun.

14 Eylül 2013 Cumartesi

SELİMİYE, SESSİZ ÇOK SESSİZ SELİMİYE

Selimiye Koyu
 
 
 
Yat Limanı Restaurantlar

 
Bütün kış boyunca gazete ve dergilerden okuduğumuz Selimiye'ye nihayet gidebildik. Marmaris'ten  kıvrıla kıvrıla uzanan yolları takip ettik, ve karşımıza güzel mi güzel bir koy çıktı. Masmavi denizin kenarında bir de köy ! Tam öğle vakti, güneş cayır cayır ...Hava tertemiz, mis gibi iyot kokuyor..Köy ?? Gerçekten sessiz ! Arabayı park edecek bir yer bulduktan sonra, biz de sessizce Selimiye'yi tanımaya çalıştık. Önce köy kahvelerinin arasından sahile, restoran ve kahvenin bulunduğu yere indik. Yat limanına doğru  yürüdük.




 

 
'Nerede oturalım?' derken küçük bir kır kahvesine benzeyen ama aynı zamanda restaurant olan 'Osman Amca'nın Yeri'ne oturduk. Osman Amca güler yüzlü, çok konuşkan biri. Marmaris'in Söğüt köyünden. Yıllardır, Selimiye'de küçk restaurantını işletiyor. Aynı zamanda yat limanına yanaşan yatlara da hizmet veriyor. Bu sebeple yıllardır turistlerle haşı neşir olmaktan, İngilizce'yi de Almanca'yı da Fransızca'yı da çözmüş kendince. Turistlerle rahat rahat konuşmasına ve özgüvenine hayran oldum. Aslında O'na Altın Dişli Osman Amca derlermiş, çünkü üst çene tamamen altın !!! Ayrıca Selimiye'yle ilgili tüm haberlerde ondan mutlaka bahsederlermiş.Orada çay içtikten sonra Selimiye'yi tanımaya devam ettik. Deniz tertemiz ve pırıl pırıl . Ama köyün biraz daha temiz olmasını beklerdim. Çevreki bir çok ev pansiyona dönüştürülmüş gördüğümüz kadarıyla. Dışardan gelip te yüzebileceğiniz bir plaj yok. Pansiyonların kendilerine ait plajları var. Ama diğer taraftan Osman Amca'nın dediğine göre,'Burası Selimiye, burada istediğin yerde denize girersin ' yani her yerden girip yüzebilirsiniz, tabii illede duş olsun , şezlong olsun demiyorsanız. Selimiye'yi doğası itibariyle çok beğendik. Ama tatilin tamamını orada geçirebilir miyiz ? işte orasını bilemiyoruz. Biraz fazla sessiz sanki. Yani eğer, şu karmaşadan iyice bir elimi ayağımı çekeyim diyorsanız o başka. O zaman ideal bir tatil rotası olur.  Selimiye'den çıkıp, tepeye doğru giden  yolu takip edince , virajlar sizi başka güzel bir koya götürüyor; Bozburun. Orayı da çok beğendik, orası Selimiye'den biraz daha büyük ve biraz daha kalaballık . Bir köy meydanı, marinası ve temiz denizi, ve denizin neredeyse içindeki restaurantları ve pansiyonları çok güzel. Burada da hediyelik eşya satan dükkanlarda baş rol su kabaklarının, çeşit çeşit renkli renkli su kabakları, kimisi lamba, kimisi abajur, kimisi duvar süsü olarak tasarlanmış- süslenmiş.
 Gerçekten çok güzel yerler. Sonbaharın hüznünü, kışın soğuğunu tatil fotoğraflarıyla atacağız bu sene.






12 Eylül 2013 Perşembe

KOKO- STAR KURABİYE

Sevgili Şule tarifini taa Konya'lardan gönderdi az önce. Bu sabah ablamı aradığımda ballandıra ballanadıra , sevgili Şule'yle birlikte yaptıkları kurabiyeyi anlatınca, mutlaka tarifini alıp, benim tencere dostlarıyla paylaşmalıyım dedim. İşte nefis bir tarif, herkese şimdiden afiyet olsun.
Malzemeler :
*1 paket margarin
*1cay bardağı toz şeker
*1 çay bardağı sıvı yağ
*1paket vanilya ve kabartma tozu
* kakao isteğe bağlı
* Alabildiği kadar un
** Harcı için : 1,5su bardağı süt 1,5himdistan cevizi
Yapılışı:
Süt ve hindistan cevizini bir tencereye koyarak, sütünü çekene kadar pişiriyoruz ve bir kenarda  soğumaya bırakıyoruz. Sonra hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde toplar alıp içini içli köfte gibi açıp iç harcı doldurup ,kapayıp tepsiye ters çeviriyoruz ve yuvarlak şekil veriyoruz. 180 derecede 30 dakika pişiriyoruz. Piştikten sonra çikolatalı hazır sos pişirip, soğutup servisten önce üzerlerine  gezdiriyoruz. Afiyet olsun

AMMAN

                Amman, Ürdün'ün başkenti ve kesinlikle çok farklı bir şehir. Düzensiz bir yapısı var, trafik karışık, sokaklar çok kalab...