Selimiye Koyu |
Yat Limanı Restaurantlar |
'Nerede oturalım?' derken küçük bir kır kahvesine benzeyen ama aynı zamanda restaurant olan 'Osman Amca'nın Yeri'ne oturduk. Osman Amca güler yüzlü, çok konuşkan biri. Marmaris'in Söğüt köyünden. Yıllardır, Selimiye'de küçk restaurantını işletiyor. Aynı zamanda yat limanına yanaşan yatlara da hizmet veriyor. Bu sebeple yıllardır turistlerle haşı neşir olmaktan, İngilizce'yi de Almanca'yı da Fransızca'yı da çözmüş kendince. Turistlerle rahat rahat konuşmasına ve özgüvenine hayran oldum. Aslında O'na Altın Dişli Osman Amca derlermiş, çünkü üst çene tamamen altın !!! Ayrıca Selimiye'yle ilgili tüm haberlerde ondan mutlaka bahsederlermiş.Orada çay içtikten sonra Selimiye'yi tanımaya devam ettik. Deniz tertemiz ve pırıl pırıl . Ama köyün biraz daha temiz olmasını beklerdim. Çevreki bir çok ev pansiyona dönüştürülmüş gördüğümüz kadarıyla. Dışardan gelip te yüzebileceğiniz bir plaj yok. Pansiyonların kendilerine ait plajları var. Ama diğer taraftan Osman Amca'nın dediğine göre,'Burası Selimiye, burada istediğin yerde denize girersin ' yani her yerden girip yüzebilirsiniz, tabii illede duş olsun , şezlong olsun demiyorsanız. Selimiye'yi doğası itibariyle çok beğendik. Ama tatilin tamamını orada geçirebilir miyiz ? işte orasını bilemiyoruz. Biraz fazla sessiz sanki. Yani eğer, şu karmaşadan iyice bir elimi ayağımı çekeyim diyorsanız o başka. O zaman ideal bir tatil rotası olur. Selimiye'den çıkıp, tepeye doğru giden yolu takip edince , virajlar sizi başka güzel bir koya götürüyor; Bozburun. Orayı da çok beğendik, orası Selimiye'den biraz daha büyük ve biraz daha kalaballık . Bir köy meydanı, marinası ve temiz denizi, ve denizin neredeyse içindeki restaurantları ve pansiyonları çok güzel. Burada da hediyelik eşya satan dükkanlarda baş rol su kabaklarının, çeşit çeşit renkli renkli su kabakları, kimisi lamba, kimisi abajur, kimisi duvar süsü olarak tasarlanmış- süslenmiş.
Gerçekten çok güzel yerler. Sonbaharın hüznünü, kışın soğuğunu tatil fotoğraflarıyla atacağız bu sene.